Tetra Pak

1929'da Ruben Rausing ortağıyla birlikte un, şeker ve tuz gibi kuru gıdaları ambalajlamakta uzmanlaşan bir şirket kurdu. Sonra 1943'te, iş alanını sıvı gıdaları da kapsayacak biçimde genişletti ve sütü karton kutuda satmak fikrini geliştirmeye başladı. Sütü karton kutuda satmak bugün çok sıradan görünebilir, ama Rausing'in zamanında duyulmamış bir şeydi ve sıvının sızmaması için kartonu plastikle kaplayacak ve kutuyu hijyenik hale getirecek bazı yeni teknikler gerektiriyordu. Bu fikri hayata geçirmenin, hayal etmek kadar kolay olmadığını Rausing daha sonra şu sözlerle dile getirecekti: "Daha önce kimsenin yapmadığı birşeyi yapmak ne kadar da zormuş."

Şirketin araştırmacısı Erik Wallenberg "tetrahedron" biçimli kartonu düşündü; Rausing bunları işlenmiş kağıttan kesintisiz rulolardan oluşturma ve doldurma sürecini icat etti; Rausing'in eşi de, her bir paketin içine hava sızmasın diye, kutuların kesileceği kesintisiz tüpe kapatıcı bir kıskaç yerleştirmeyi düşündü. Bugün bildiğimiz Tetra Klasik böylece ortaya çıktı ve 27 Mart 1944'te patent başvurusu yapıldı.
Rausing ile Wallenberg, kartonu kaplamanın en kolay yolunu bulmak için 6 yıllık geliştirme sürecinin ardından, 1951'de AB Tetra Pak firmasını kurdu ve aynı yıl 18 Mayıs'ta, yeni icatları olan "tetrahedron" biçimli kartonu basına tanıttılar. Eylül ayında yerel mandıraya ilk Tetra Pak makinesi gönderildi; Kasım ayından itibaren kaymak, 100 mililitrelik Tetra Pak kutuda ambalajlandı. Rausing ile Wallenberg'in devrim yaratan yeni paketleme tekniği anında başarı sağladı. Çünkü hem hijyenik ve maliyeti düşük hem de üretimi, istiflenmesi, saklanması ve dağıtımı kolaydı.

Tetra Pak ilk kez bir süt kutusu olarak kullanılmış olabilir. Ancak, piyasaya çıkmasından 50 yıl sonra bugün, şirketin kutuları süt ürünlerinin yanı sıra, her türlü sıvı gıda ve içeceğin ambalajlanmasında kullanılıyor: Çorba, meyve suyu, domates salçası, çubuk dondurma ve hatta şarap.

0 yorum:

Yorum Gönder